Adım Tuğba, 25 yaşındayım, kalbur üstü bir üniversitenin gıda mühendisliği bölümünü bitirdim ve şimdi hemen her market rafında bir çok ürününü gördüğünüz bir gıda firmasında gıda mühendisi olarak çalışıyorum.
Önümüzdeki yaz nişanlımla, evlilik planları yapıyoruz. Ona itiraf etmek istediğim büyük bir sırrım var. Maalesef bu itiraf için kendimde yeterli gücü bir türlü bulamıyorum. Nişanlım 29 yaşında; çok uluslu bir şirkette üst düzey yönetici, tahmin edebileceğiniz gibi geliri gayet iyi, ailesi de son derece varlıklı ve muhafazakar. Nişanlımın hayat görüşü onlardan pek farklı değildir.
Gelelim büyük sırrıma;
Her ne kadar, bana dokunmaya kıyamayan nişanlıma aşık olsam da, ben sapyoseksüel bir kişiliğe sahibim, bilgili erkeklere karşı koymakta çok zorlanıyorum.
Orta okul ve lisede öğretmenlerime sık sık aşık olmam, onlarla ilgili hayaller kurmam anlıyorum ki boşuna değilmiş, özellikle fen bilimleri ve matematik derslerine, aşık olduğum öğretmenlerimin gözüne girmek için, gerçekten çok sıkı çalışırdım.
Bunun karşılığı iyi bir üniversiteden mezun olmak ve iyi bir iş bulmak olmadı sadece.
Üniversite okumak için Samsun’dan İstanbul’a geldiğimde ailem o kadar mutlu olmuştu ki, onları, Samsun’daki liseden de tanıdıkları, kız arkadaşlarımla bir eve çıkmaya ikna etmekte hiç zorlanmadım.
Eylül ayının sonunda derslerin başlamasıyla beraber, 40’lı yaşlarının ortasında olan ve Kimya dersimize giren öğretim görevlisi Ahmet, iyiden iyiye gözüme batmaya başlamıştı.
Onun evli olmasını göz ardı edecek olursak, bence son derece uyumluyduk. Derslerinde özellikle en ön sıraya oturuyor, Ahmet’in dersinin olduğu günler saçıma ve giyimime ekstra özen gösteriyordum.
Bustiyerler, mini etekler, file çoraplar, 3-4 ders sonra onun ilgisini çekmem için yeterli olmuştu. Haftalar hızla geçiyordu, üniversite ortamım son derece iyiydi, vizeler yaklaşırken, bölümdeki kızlar Kimya dersinde zorlandıklarını ve beraber ders çalışıp, çalışamayacağımızı sordular.
Yardım sever kişiliğim ve hayır diyememe özelliğim devreye girdi ve kızları bize çağırdım. Vizeler pazartesi günü kimya ile başlayacaktı. Cumartesi akşamı bize geldiklerinle, bir türlü ders çalışmaya başlayamıyorduk.
Sınıftaki yakışıklılar ve diğer kızlar hakkında dedikodular yaparak 2 saatimizi boşa harcamıştık bile, kızların Ahmet’e olan ilgimi farkettiklerini de anlamıştım bu 2 saat süresince. Grubun popüler kızlarından bir tanesi olan Aylin’in telefonu çaldı bu arada, arayan bölümün yine popüler erkeklerinden olan, üst sınıflardan Berk’ti. Taksim’de bu aralar pek de popüler olan bir rock & bar’a çağırmıştı bizi.
Zaten ders çalışmaya pek gönlü olmayan kızlar bu teklife balıklama atladılar. Benim için ise bir problem yoktu, bu derstan AA ile geçeceğimden bir an bile şüphe duymuyordum.
Aylin 4 kişi olduğumuzu ve Berk’in bizi almaya gelip, gelemeyeceğini sordu. Berk 45 dakika içerisinde kapının önünde olacağını söyledi.
Kıyafetlerimiz çok özenli olmasa da, saçlarımızı ve makyajımızı yaparak, hazır olmamız 1 saati geçmişti. Berk beklemekten sıkılmaya başlamış ve sık sık Aylin’i arıyordu.
Neyse ki aşağıya inmiş, Berk’in arabasıyla Taksim’e doğru gitmeye başlamıştık. Cumartesi gecesinin de kalabalığıyla, zor da olsa Odakule’nin hemen karşısındaki çok katlı otoparka arabayı park etmeyi başardık.
10 dakika civarı bir yürüyüşten sonra eğlence başlayacaktı. Mekandan içeriye girdiğimizde büyük bir sürprizle karşılaştım. Ahmet Hoca da oradaydı. Evli adamın cumartesi gecesi tek başına ne işi vardı ki burada?
Bizi görünce bir hayli sevindi, anladığım kadarıyla Berk’le kanka gibi takılıyorlarmış. Ahmet’in o derin kimya bilgisi dışında, rock müziğe de bu kadar ilgisi olduğunu bilmiyordum.
Yüksek sese rağmen muhabbet etmeye çalışılırken ilk biralar içildi. Müziğin ritmi yükseldi, kendimi piste atmak için 2. Arjantin bardağındaki birayı bitirmem yeterli olmuştu.
Samsun’da ailemle yaşadığım için, içki içmeye çok alışık değildim, 2 bardak bira bile, beni gevşetmek için yeterli olmuştu.
Dans pistinde kafa sallarken; kot tulumumun arkasında bir sertlik hissetmemin üzerinden birkaç saniye geçmişti ki, kırmızı tişörtümün üzerinde de iki elin gezinmeye başladığını farkettim.
Kokusundan bu ellerin sahibinin Ahmet olduğunu anlamam 8-9 saniye sürdü. Tüylerim diken diken olmuş ve iyice heyecanlanmıştım. Kendimi olayın akışına ve müziğin ritmine bırakmaya devam etme kararını vermem, Ahmet’i daha da umarsız davranmaya teşvik etmişti.
Ensemde nefesimi, arkamda sertliğinde, vücudumda ellerini hissettikçe, vücudumun ısısı iyiden iyiye arttı.
Elleri bacaklarımda kasıklarımda gezerken, daha fazla dayanamadım ve penisini avuçlarımın içerisine alarak oynamaya başladım.
Liseden beri kurduğum hayaller gerçek oluyordu adeta, yarını düşünmeden sadece şu anı yaşamak istiyordum. Artık rock müzik umurumda bile değildi. Yüzümü ona dönerek kulağına, tuvalete girip, eve gitmek istediğimi söyledim.
Tuvaletin olduğu üst katın merdivenlerini çıktım, elimi ve yüzümü yıkadıktan sonra, rujumu tazeledim ve biraz parfüm sıktım.
Tuvaletin kapısındaki masada Ahmet oturmuş beni bekliyordu. Kucağına oturdum ve rujumun bozulmasına aldırış etmeden uzun uzun öpüştüm onunla. Sonu ne olursa fark etmeyecek şekilde, geceyi kendisiyle seve seve geçirmek istediğimi belirttim.
“Evli olduğumu biliyorsun” dedi Ahmet, ben de Samsun’dan tanıdığım 3 kız arkadaşımla birlikte kalıyordum. Yakışıklı ve bilgili olmasının yanında tek kötü yanı elinin biraz sıkı olması olan Ahmet, bir otele gitmek yerine, partiye Berk’in evinde devam edebileceğimizi söyledi.
Aşağıya indiğimizde Berk ile Aylin’in de son derece samimi olduğunu gördük. Ahmet, Berk’in kulağına bir şeyler fısıldadıktan 5 dakika kadar sonra, hesabı ödedik. Diğer 2 kızı taksiye bindirdik ve 4 kişi Ahmet’in Çapa’da tek başına yaşadığı eve doğru hareket ettik.
10-15 dakikalık yol, tekel bayiinde verdiğimiz 10 dakikalık mola yüzünden biraz uzamış olsa da, sonunda eve geldik.
Ahmet’in Berk’i ilk sene Kimya dersinden nasıl bıraktığının ve sonrasında nasıl kanka olduklarının hikayesini dinleyerek güldük. İçkiler içilmeye devam ettikçe Berk ile Aylin’in yakınlaşmasından cesaret alan ben de kendimi iyiden iyiye Ahmet’in kollarına bırakmıştım.
”Biz artık yatacağız” cümlesi tam da Berk’ten duymak istediğim cümleydi, onlar Aylin’le büyük odaya giderlerken, bize de ufak odadaki 1 kişinin anca sığacağı küçük yatağı gösterdiler.
Birbirimize iyice sokulmuştuk ve nefeslerimiz birbirinize karışmıştı. Ahmet iç çamaşırlarımı kendi elleriyle çıkarırken ne kadar maharetliydi. Aynı maharetini yatakta da gösteriyor ve beni orgazma yaklaştırıyordu.
Kasıklarımda gezen elleri, bacak arama darbeler vuran dili, vajinamın kayganlaşması için yeterli olmuştu bile, ben de onun penisini dudaklarımın arasına alıp, ellerimle sıvazlayarak, hatırı sayılır bir boyuta ulaştırdıktan sonra, beklenen vuslat anına gelmiştik.
Bacaklarımı aralayıp, iki omzunun üzerine koymuş ve yavaş yavaş içime girmeye başlamıştı. Bu yavaşlık, zaman geçtikçe belli bir ivmeyle hızlanıyor ve beni git gide zevke boğuyordu.
O gece, o küçük yatakta, farklı pozisyonlarda defalarca bana sahip oldu Ahmet, üstelik o gece son değildi, sadece 1.sınıfta gördüğümüz Kimya dersi bittikten sonra bile 2. 3. 4.sınıfta da, hatta mezun olduktan sonra bile, fırsat buldukça görüşmeye devam ettik Ahmet’le. O harika ilk gecenin hatrına, kız arkadaşlarım da hiç kötü notlar almadı Kimya 1 ve Kimya 2’den geçerken.
Artık İstanbul’da yalnız yaşıyorum, adını hepinizin bildiği gıda ürünleri üretip, pazarlayan bir holdingde gıda mühendisi olarak çalışıyorum. Nişanlıma aşığım ve önümüzdeki yaz onunla evlenmenin planlarını yapıyorum.
Bir sırrım var, onun sandığı gibi bakire değilim. Bu akşam bir restaurantta ailesiyle yemek yerken karşılaştığımız Ahmet ise benim için bir üniversite hocasından çok daha fazlası.
Merhaba burada seks hikayelerini büyük bir zevkle okuyup ve birbirinden zevkli gerçek olan olayları anlatan seks hikayesini şuana kadar kimseye anlatamayan biriyim burada özel olarak ilk defa burada paylaşacağım çünkü gerçek bir b
5.090 Kez Okundu 9 Mart 2020 Devamını Okuİnternet üzerinde kendime kız ararken konuştuğum bir kıza yanlışlıkla sex hikayesi gönderdim. Oda bundan etkilendi ve benimle konuşmaya başladı. Ben ona tam pardon yazacaktım ama o bana yakınlaşmaya başladı. Çok güzel yüzü ve inan
7.753 Kez Okundu 21 Eylül 2015 Devamını OkuArkadaşlar nasılsınız bakalım, aynı zamanda selamlar diyorum benim adım Selda. Şu an ben 21 yaşındayım ve bir yandan da üniversite okuyorum. Aslında açık yazacağım, ailemin gerçekten de maddi anlamda durumu son derece kötü olduğu
6.537 Kez Okundu 30 Temmuz 2022 Devamını Oku